Geleceği Yazanlar

Bir "Şey" Olabilmek Zor Mu?

Bir ürünün ilk aşamasında iki kritik soru var. Kullanıcıya ne değer yaratacaksın? (Value) Yaratacağın değeri nasıl hayata geçireceksin? (Execution) Değer yaratmak için birçok yöntem var; Bazen kullanıcının bir problemine çözüm üretirsin. Mobil cihazlard...

Esat Belhan |

17.02.2014

Bir ürünün ilk aşamasında iki kritik soru var.

  • Kullanıcıya ne değer yaratacaksın? (Value)
  • Yaratacağın değeri nasıl hayata geçireceksin? (Execution)

Değer yaratmak için birçok yöntem var;

  • Bazen kullanıcının bir problemine çözüm üretirsin. Mobil cihazlardan yasal olarak müzik dinleten Spotify gibi.
  • Bazen yeni bir teknoloji geliştirirsin. Görüntü işleme tekniği ile resimlerin üzerine "havalı" filtreler giydiren Instagram gibi.
  • Bazen de varolan bir teknolojinin üzerine yeni bir çözüm üretirsin (fast-follower); iOS7 ile birlikte iPhone kamera uygulamasının içerisinde Instagram'daki gibi filtrelerin var olması ya da Apple Siri fikrinden yola çıkan Türkçe sürümü Turkcell Mobil Asistan gibi.

Sonuçta ne değer yaratırsan yarat, bu değeri nasıl hayata geçirdiğin, nasıl bir deneyim ile kullanıcıya sunduğun, en az yarattığın değer kadar kritiktir.

Bu yüzden de, kullanıcının ürünle ilk karşılaştığında verdiği tepki ve yaşadığı deneyim, ürünün geleceğini de belirler. Yaşatacağın ilk deneyim ne kadar anlaşılabilir ve basit ise, başarı şansın da o kadar fazladır.

 

Algı yaratmak

Birçoğumuz arkadaşımızla mesajlaşmayı Facebook'tan değil WhatsApp'tan, konum paylaşımını Facebook check-in yerine Foursquare'den, kısa video paylaşımını Vine'dan yapıyoruz. Bu uygulamaların, asıl ve tek işinin bu olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu ihtiyaçlar ortaya çıktığında, aklımıza bu uygulamalar geliyor çünkü bizde yarattıkları algıya göre, bu işleri en iyi onlar yapıyor.

Google denince akla gelen şey "arama" ve bunu en iyi yapan şirket. Hatta o kadar iyi yapıyor ki, birçok kullanıcıya bir internet sitesinin tam adını yazmak yerine, Google'da arayıp sonuçlarda çıkan bağlantıya tıklamak daha pratik geliyor. Google, buradan kazandığı güvenle, reklamcılıktan, harita servisine kadar birçok işini çok daha hızlı yayabilen dev bir İnternet şirketi oldu. Yine Amazon denince akla gelen şey "alışveriş" sitesi, hem de en iyisi. Onlar da evrilerek, şu anda dev bir bulut bilişim şirketi olabildi.

Demek ki, yaptığın işi en iyi yapıyor olman, basit görünen bir ürünün bile dev bir marka yaratmasını sağlayabiliyor. 

Esat Belhan |

17.02.2014

Yorumlar

M Osman KAFTIOĞLU
29.04.2014 - 01:01

Buraya katılmaktan büyük mutluluk duydum. Yaşamakta olduğumuz gerçekleri anlaşılabilir bir yazı haline getirdiğiniz için teşekkür ederim.

HALİL ÇİÇİN
08.03.2014 - 01:21

Çok güzel bir yazı.

Esat Belhan
27.02.2014 - 11:10

Teşekkürler

Murat
21.02.2014 - 07:03

YAZINIZI ÇOK BEĞENDİM...